Hacettepe Üniversitesi
Hacettepe Üniversitesi’nde Kadın ve Çocuk Cinayetlerine Karşı Yürüyüş
Hacettepe Üniversitesi öğrencileri, Türkiye’de artan kadın ve çocuk cinayetlerine karşı yükselen toplumsal seslere katılarak Beytepe Kampüsü’nde bir yürüyüş düzenledi. Öğrenciler, cinayetlere karşı adalet ve kadınların güvenliği için daha güçlü tedbirlerin alınması talebinde bulundu.
N’Haber / Özel
Yürüyüş sırasında yapılan konuşmalarda, İstanbul’da katil Semih Çelik tarafından canice katledilen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil için, ölümü hala aydınlatılmayan Narin Güran için, sokak ortasında cinsel saldırıya uğrayan kadınlar için, kayıp Rojin Kabaiş için ve daha birçok mağdur için bir araya gelindiği vurgulandı.
Kadın ve çocuklara yönelik şiddet olaylarının her geçen gün büyüyen bir toplumsal yaraya dönüşmesi, Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in vahşice katledilmesi, ülkede geniş yankı uyandırdı. 8 Ekim’de Hacettepe Üniversitesi’nde bir araya gelen yüzlerce öğrenci, kampüste yürüyüş gerçekleştirerek yaklaşık bir buçuk saat boyunca slogan ve basın açıklamaları ile tepkilerini dile getirdi.
“YAŞAMAK İSTİYORUZ!”
Protestoya katılan öğrenciler, “Katledilen kadınlar isyanımızdır”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Bağır herkes duysun erkek şiddeti son bulsun”, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Koruma aklama katilleri yargıla” ve “Güvenli kampüs istiyoruz” gibi sloganlarla yürüyüş yaparken, ellerinde taşıdıkları pankartlarla çocuk ve kadın cinayetlerine dikkat çekti.
Yürüyüş sırasında dikkat çeken pankartlar arasında “Yaşamak istiyoruz! Öfkemiz diri başımız dik”, “Sen ben biz birbirimizin çaresiyiz”, “Eğer sıradaki bensem anneme sarıl bu şehri yak”, “Narin Güran’ı unutmadık” ve “Yas tutmaya değil hesap sormaya geldik” ifadeleri yer aldı.
YASAL DÜZENLEMELER GELECEK Mİ?
Yürüyüş boyunca yapılan açıklamalarda, kadın cinayetlerinin önlenmesi için mevcut yasaların yetersiz olduğuna dikkat çekildi. Protestocular, kadına yönelik şiddetin daha ağır cezalarla karşılık bulması gerektiğini ifade etti ve kadınların korunmasına yönelik yasal düzenlemelerin uygulanmasındaki eksiklikleri eleştirdi. Öğrenciler, mevcut politikaların kadın ve çocukları yeterince korumadığını ve bu durumun ölümleri artırdığını vurguladı.
Açıklamada, yalnızca Eylül ayında 34 kadın cinayeti ve 20 şüpheli kadın ölümü gerçekleştiği belirtilerek, “Kaybettiğimiz tüm kız kardeşlerimizin acısını en derinlerimizde hissediyoruz. Gün geçtikçe kadın cinayetleri artıyor. Kadın düşmanı politikalarla yaygınlaştırılan kin ve nefret, İstanbul Sözleşmesinin bir gece kararnamesi ile yürürlükten kaldırılması, 6284’ün uygulanmaması ve hedefe konması, çocuk istismarı ve kadın davalarında cezasızlık politikası, çocukları cinsel istismardan koruyan Lanzarotte sözleşmesinin hedefe konması gibi adımlar failleri cesaretlendiriyor. Kadınlar ve çocuklar için yaşamın her alanını daha güvencesiz hale getiriyor” denildi.
ÖĞRENCİLER İSTEKLERİNİ DİLE GETİRDİ
Öğrenciler daha fazla taciz, cinayet ve şiddet yaşanmaması adına isteklerini sıraladı:
“Bir kız kardeşimiz daha katledilmesin diye taleplerimizi sıralıyoruz! 6284 sayılı kanun, Lanzarotte sözleşmesi ve tüm haklarımız uygulansın. Cezasızlık politikası son bulsun. Şüpheli kadın ve çocuk cinayetleri aydınlatılsın. Caydırıcı cezalar uygulansın. Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu aktifleştirilsin!”
“GÜVENLİ KAMPÜS İSTİYORUZ”
Öğrenciler, güvenli bir yaşamın inşa edilmesi için kampüs içinde alınması gereken önlemleri de sıraladılar. “Cinayetler münferit değildir. Haklarımız ve hayatlarımız üzerinden oynanan bu politikalarla güvensiz bir yaşam inşa ediliyor” diyen öğrenciler, kampüs içerisinde her yıl onlarca kadının otostopta, sınıfta, hastanede, kampüsün herhangi bir yerinde tacize ve şiddete maruz kaldığını belirttiler.
Kampüste daha fazla mağduriyet yaşanmaması adına taleplerini sıraladılar:
“Güvenli kampüsler istiyoruz! Kampüsümüzdeki ışıklandırma eksikliği giderilsin. Ring seferleri artırılsın, kadınlar otostopa mecbur bırakılmasın.!”
Üniversite yönetim organlarının, tacizi ve şiddeti önleyecek adımlar atmaması eleştirilerek, faillerin ya ceza almadığı ya da süreçlerin uzadığının altını çizen öğrenciler, “Eşit, özgür, şiddetsiz bir dünya ve kampüsler istiyoruz” ifadelerine yer verdiler.
ÜNİVERSİTELERDE YÜKSELEN TEPKİ!
Hacettepe Üniversitesi’ndeki yürüyüş, Türkiye genelinde artan tepkilerin bir parçası olarak dikkat çekti. Son dönemde birçok üniversitede kadın hakları savunucuları ve öğrenciler tarafından benzer protestolar düzenleniyor. Gençler eşit, şiddetsiz ve güvenli yaşam için toplumsal bir dayanışma çağrısında bulunuyor.
Hacettepe Üniversitesi
Hacettepe İletişim Fakültesi’nin Bu Haftaki Konuğu TRT Tabii Ekibi Oldu!
Ders içerikleri kapsamında sektörden konukları öğrencilerle buluşturmaya devam eden Hacettepe İletişim Fakültesi’nin bu haftaki konuğu TRT Tabii’nin Strateji ve Geliştirme ekibi oldu.
Yıldız Amfi M2 dersliğinde İletişim Tarihi, Haber Toplama ve Yazma Teknikleri, Dijital Yayıncılık ve Medya derslerinin ortaklığı kapsamında gerçekleştirilen söyleşide TRT Tabii Strateji ve Planlama Müdürlüğü’nden İçerik Analisti – Stratejist Alper Tombul ile Strateji Analisti Özge Boz öğrencilerle buluştu. Yapılan söyleşiye ilgi ve katılımın yoğun olduğu gözlemlendi.
“TRT Hem Geçmiştir, Hem Gelecek”
Öğrencilerin sorularını cevaplayan Tombul ve Boz; içeriklerde gençleri kucaklayan bir anlayışa sahip olmak istediklerini, TRT’nin bilinen “TRT hem geçmiştir, hem gelecek!” sloganını hatırlatarak her yaştan tüketicinin ulaşabileceği içeriklerle skalasını büyütmek istediğini söyleyen Tombul, “Önümüzdeki dönemde yurt dışı lansmanı gerçekleştireceğiz. 50’den fazla ülkede izleyicilerle buluşacağız.” ifadelerini kullandı.
“UEFA Yayınlarında Yeni Olduğumuz İçin Eksikliklerimiz Var”
UEFA organizasyonlarına gelen eleştirileri ve gecikmeleri soran öğrencilere yaşadıkları süreci anlatırken önceki sezonlarda EXXEN tarafından yapılan yayınlara atıfta bulunan Alper Tombul, “EXXEN platformu bu yayınları yurt dışında çalışan bir ekiple geçekleştirmesine rağmen sorunlar yaşadık. Biz EXXEN’den farklı olarak tüm süreci kendi öz ekibimizle gerçekleştiriyoruz. Bu durumda örneğin Manchester City veya Real Madrid gibi takımların maçlarında yoğunluk yaşayabiliyoruz. Bu durumu ilerleyen süreçte atacağımız adımlarla azaltmak istiyoruz.” sözlerine yer verdi.
TRT Tabii’de Kadın Temsili Arttırılabilir
Gerçekleştirilen söyleşide öğrencilerin içeriklerde kadın temsiline çok az yer verildiği eleştirileri üzerine Alper Tombul ve Özge Boz bu eleştirileri yerinde olduğunu dile getirdi. TRT Tabii’nin 1,5 yıllık bir dijital platform olduğunu hatırlatan Tombul ve Boz, uzun vadeli süreçte birtakım gelişmeler olacağını ancak stratejik olarak şu anda detay veremeyeceklerini söyledi.
“Arşiv Ağımız Oldukça Geniş ve Bunu Kullanmak İstiyoruz”
TRT’nin Türkiye’nin en eski ve kamu yayıncısı olduğunu hatırlatan Tombul, “TRT geçmişinde binlerce içerik var. Bu içeriklerin bir kısmını yayınlayabildik. Bu sayede kullanıcılarımız ücretsiz bir biçimde nostalji dizilere ve filmlere ulaşabilir. Burada derin bir kütüphane var. Bu kütüphanenin olanaklarını kullanıyoruz ve kullanmaya devam edeceğiz.” dedi.
TRT Tabii’de diğer dijital platformların aksine bir sansür uyguladığını soran öğrenciler için Alper Tombul ve Özge Boz resmi olarak TRT’nin bir kanal koordinatörü olduğunu ve kamu yayıncısı oldukları için TRT’nin belirlemiş oldukları politikaları uyguladıklarını dile getirdi.
TRT ve TRT Tabii’de staj ve çalışma imkanları hakkında bilgi veren Tombul ve Boz söyleşinin ilerleyen dakikalarında TRT Tabii’nin web sayfasını tanıttı ve içerikler hakkında bilgi verdi.
Öğrencilerin yanı sıra ders sorumluları olan Doç Dr Ayşe Nevin Yıldız, Arş. Gör. Dr. Eda Çetinkaya Yarımçam ve Arş. Gör. Ahmet Çağrı Çakın gerçekleştirilen söyleşiyi yerinde takip etti. Söyleşi sonunda konuklar, ders sorumluları ve öğrenciler hatıra fotoğrafı çektirdi.
Gündem
Hacettepe Üniversitesi’nden E-Kampüs Projesi: Modernleşme Adımı mı, Dijital Zorunluluk mu?
Hacettepe Üniversitesi, E-Kampüs Projesi kapsamında ödeme sistemlerini dijitalleştirme kararı aldı. Yapı Kredi Bankası ile imzalanan protokol çerçevesinde, kampüslerde nakitsiz ödeme dönemi başlatılacak.
Hacettepe Üniversitesi, 30 Eylül 2024’te Yapı Kredi Bankası ile imzalanan iş birliği protokolü çerçevesinde, E-Kampüs Projesi’ni uygulamaya koydu. Dijital ödeme yöntemini kullanmak istemeyenlerin kampanyadan yararlanamayacak olması “Modernleşme Adımı mı, Dijital Zorunluluk mu?” sorularını akıllara getirdi.
Hacettepe Üniversitesi Genel Sekreterliği’nden yapılan açıklamaya göre; Proje kapsamında, kampüslerde kimlik kontrolü, erişim ve ödeme sistemleri yenilenecek. Ek olarak, nakitsiz kampüs uygulamalarının hayata geçirilmesi planlanıyor.
Dijital Ödeme Zorunluluk mu, Tercih mi?
Dijital ödeme sistemine geçiş zorunlu tutulmamakla birlikte, kampanya ve avantajların yalnızca dijital ödeme yapanlara sunulması dikkat çekti.
E-Kampüs Projesi ile, Yapı Kredi Bankası’nda hesabı olan ya da hesap açmak isteyen Hacettepe Üniversitesi öğrencileri ve personeli, hesaplarını kullanarak Yapı Kredi Mobil ve World Mobil uygulamalarındaki World Pay sistemi üzerinden kampüslerde dijital ödeme yapabilecekler.
Öte yandan; Yapı Kredi’de hesabı olan ve dijital ödeme yöntemini kullanmak istemeyen öğrenciler ya da personeller, ön ödemeli kartlar kullanarak ödeme yapmaya devam edebilecek ancak bu seçenek “Beşe Bir Kampanyası”ndan yararlanmalarını sağlamayacak.
Dijital ödeme yöntemlerini kullanmak istemeyen fakat hesabı olan ve ön ödemeli kart temin etmek isteyenler için başvuru ve temin süreçleri ilerleyen günlerde duyurulacak.
“Beşe Bir Kampanyası” Nedir?
Hacettepe Üniversitesi Öğrenci ve Memur Yemekhanelerinde, Yapı Kredi üzerinden yapılan ödemelerde, aynı ay içinde her beşinci yemeğin ücreti kullanıcıların hesabına iade edilecek.
Kampüs içindeki yemekhanelerde bilgilendirmesi yapılmaya başlanan “Beşe Bir Kampanyası”, 5 Aralık 2024 tarihinde başlayacak.
Kampanyaya katılım için World Mobil veya Yapı Kredi Mobil uygulamalarından başvuru yapılması gerekecek.
E-Kampüs Projesi ile Neler Hedeflendi?
Proje ile yemekhane ödeme sistemleri yenilenmesi ve 7/24 aktif tutulması, kütüphane, yurt ve personel servislerinde kimlik kartı entegrasyonu sağlanması ve Beytepe ve Sıhhiye yerleşkelerine plaka tanıma sistemleri kurulması da planlanıyor.